sistina şapel

Roma'da üçüncü günüm. Dün yorgunluktan Sistina Şapeli'ni görmeden otele döndüm. Zaten yeterli vakit de kalmamıştı. Vatikan müzeleri ve içinde yer alan Michelangelo'nun tavan resimleriyle donattığı şapel için temiz bir beş saat ayırmak lazım. Evdeki hesap Roma bölümüne uymadı. Oysa bugün Napoli'ye geçmeyi, Pompei  kalıntılarını görmeyi umud ediyordum. Olmadı başka zamana diyorum.
 Vatikan'a Roma caddelerinde geze geze binalara  bakarak, görerek gitmek tercihim. Yol üzerinde kurulu pazaryerlerine de girip fiyatlara bakmadan olmaz.
 Haziran ayı fiyatları..şeftali, kayısı kilosu 2,5 Euro, kiraz biraz pahalı.. 4,90 Euro.


 Tiber'in üzerinden bir kez daha geçtim.
 
 Adalet sarayı dediler... Justice Palace.. bina görkemli..
 


 Saint Pietro meydanına vardım. Ama Vatikan müzelerinin girişi daha ilerde..Pazaryerleri dolaşma, dinlenme derken zaten otel ve Vatikan arası 5 km... Vatikan' a varışım ve müzeye girişim 15:30'u buldu. 16:00 en son içeri giriş saati, 18:00 'de içerdekileri ziyaretçileri çıkarıyorlar.
 

 Herkes sıradan bahsediyordu.. Ben belki öğleden sonraya kalmanın avantajı yoksa dezeavantajı mı bilemem..sıra beklemeden içeri girdim. Sanırım müze ziyareti uzun zaman aldığı için herkes erkenden sabah geliyor dolayısıyla uzun sıra kuyrukları oluşuyor. 16 Euro giriş ücreti.   Girişten itibaren heykeller hangisine bakacağımı şaşıracak kadar çok sayıda.. Tanıdık olanlar daha fazla ilgimi çekiyor tabii ki.. Lakoon ve oğullarının tasvir edildiği heykel grubu  sanat tarihinden tanıdık.




  Müze koridorları , yan duvarlar ve de tavan tamamen resimler ve heykellerle kaplı..


 Dünyanın çeşitli bölgelerinden eser toplandığı anlaşılıyor. Mısır uygarlığına ait olanlar hemen kendini belli ediyor. Müzeyi gezerken nereye bakacağını insan şaşırıyor doğrusu. O kadar çok eser var ki.. Kafanızı 360 derece her yöne çevirmelisiniz.







 Bunlar da resimli halılar.. çok sayıda duvara asılmış.. ben bir kaç tanesinin fotoğrafını çektim sadece..










Koridorlardan geçerken zaman zaman ortadaki avluyu görüyoruz.  Ziyaretçiler gibi ben de Sistina Şapelini görmek için sabırsızlanıyorum.. Ne de olsa vakit daraldı.. fazla oyalanmadan hızlı adımlarla koridorları geçiyorum, Sistina Şapeli gösteren yöneltme yazıları takip ederek.







Bir ağaç pencere kanadını fotoğraflamadan geçemedim.. o kadar güzel bir işçilik..


Michelangelo'nun ademine yaklaştığımızı bu ayrıntı resimden anlıyoruz..
 
Bu yer mozaikleri ne güzel korunmuş..zenginlik her yerden kendini gösteriyor
 
 Nihayet Sistina Şapeli içindeyim.. Ziyaretçiler bu salonda  resimleri incelemek için daha uzun süre durduklarından görevliler içeriye gruplar halinda alıyor, ve de resim çekmek yasak, yüksek sesle konuşmayın diye uyarılar yapılıyor. Ben açığa vermeden iki poz tavan resimlerinden aldım, ama tam ortaya denk getiremedim.Ademin kolunu yakalayabildim.. İnternet sağolsun   hazır çekilmiş bir ünlü ayrıntıyı buraya aktaralım..

 
 
Bu salondaki resimlerin canlılığı beni şaşırttı.. Kandil yağlarından kirlenen duvarlar nasıl temizlenmişse çok başarılı.. İnternet bilgisi aktaralım..
"Sistina Şapeli, adını şapeli inşa ettiren Papa IV. Sixtus‘tan alır. İnşasına 1477 yılında başlanan şapel, 1483 yılında açılmıştır. 20,70 metre yüksekliğe, 40,93 metre uzunluğa ve 13,41 metre genişliğe sahip harikulade bir yapıdır.
İnşa edilen şapelin resimlerle dekoratif olarak canlandırılması kararı Papa II. Julius tarafından verilmişti. 3 katlı olarak inşa edilen duvarların en alt katı, inşa edildikten hemen sonra sanki perde varmış gibi boyanmıştı. Bugün bu resimler hala resmedildikleri gibi duruyorlar."

"Şapelin tavanı ise önceden gökyüzünü betimlediği için maviye boyanmış. Ancak, şapel önemli bir toplantı merkezine dönüştükten sonra tavanın, anlamları olan resimlerle değiştirilmesine karar verilmiş. O dönemlerde iyi bir heykeltıraş olarak ünlenen Michelangelo, Papa II. Julius’un ısrarları üzerine bir kontrat imzalayarak 1508 yılında şapelin tavanının boyanması işini üstlenir.
Kurumamış sıvının üzerine sürürek gerçekleştirilen boya tekniği fresk olarak adlandırılır. Michelangelo da zamanında fresk üzerine çok eser veren bir atölyede çırak olarak çalışmış, hatta atölyenin sahibinin, şapelde yaptığı çalışmalarda da çıraklık etmişti. Sahip olduğu yeteneği ile hızla ustalaşan sanatçı 1508 – 1512 yılları arasında, kendisine verilen görevi başarılı bir şekilde gerçekleştirmiştir ve şapelin tavanını kutsal kitapları olan İncil’in Yaratılış kitabına göre resmetmiştir."

 
 
 

Sistina Şapeli için yılda 5 milyon ziyaretçi geliyor.. Bu salondan çıkıştan sonra fazla bir şey kalmadı benim için.. Hatır eşyaları satan stantların önünden geçip,  merdivenlerden iniyorum..






 Nihayet dışardayım.. müzeye yakın bir yol ortası çayırlıkta ayaklarımı ağaca yaslayıp dinlendim..






 

Otel dönüş yolu üzerinde yine anıt var.


Bu günlük de bu kadar..
Yolda tahta oyma kurbağa satan afrikalı satıcılarla iyi pazarlık yaptım ama 12 Euro'dan 4 euroya inmesine az kaldı.. 50 cent daha fazla istedi. Yürüdüm geldim..  Ders ..her zaman pazarlık yap ..
 
 
 
 

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Greece

Pragh

Bratislava -Krakow