colesseum-vittorio emanuelle- pantheon

20 Haziran 2016 Pazartesi. Tam bir yıl önce 22 Haziranda Jerusalem'e gitmiştim. Haziran ayı gezmek için ideal. Bu yıl İtalya'ya seyahat fırsatı doğdu. İnternet üzerinden rota tespiti, gezilecek yerleri tespit etmeye çalıştım. Sonunda Roma, Floransa, Pisa, Siena, Venedik ve Milano üzerinden geri dönüş. Zaman kalırsa Napoli.. Evdeki hesap çarşıya uyar mı bilmem..


 Sabiha Gökçen Havaalanı'nda 


Hareket Sabiha Gökçen Havalimanından, 8:40'da, Pegasus'la Roma Fiumicino Havaalanına. Sabah saatleri yolcu trafiği daha fazla olduğundan uçağı kaçırmamak için çok erkenden evden ayrılıyorum. Havalimanı eve yakın sayılır. Gerektiğinde yürünebilir. Sabahın köründe sokaktayım. elimde valiz ve sırt çantası ana yola çıkınca havaalına giden bir Altur servisi gördü ve durdu. Sağ olsun, yürümekten kurtuldum. Erkenden check-in'den geçtim. Pisti gören yerden sis içine diklemesine kalkış yapan uçakları izleyerek uçağa biniş çağrısını bekliyorum. ..Nihayet uçaktayız.


 Fiumicino  Airport..Normal bir seyir süresinde Fiumicino' ya 2 saatlik bir sürede vardık. Havaalanı büyük , uçak yolcuları indireceği yere kadar  15 dakika dolandı durdu. İnişten sonra tek girişli bir ex-ray cihazından içeri alındık.  Bagaj teslimi 9 nolu bölümden.. Fiumicino büyük bir havaalanı. İçerde birçok hotel servisi yapan otobüs firmaları var..Ama pahalı tabii.. ben dışarda 4 nolu bölümden hareket eden sharedbus buluyorum, 5 euro. Bus bir tek Ostiense dedikleri yerde durdu, son durak Termini istasyonu.







 Roma sokaklarında bavulumu sürükleyerek yakın olan otelime gidiyorum


 Wood B&B  hotel.. adı hotel ama bir apartmanın giriş katındaki dairelerinden birindeki odaları otel diye kiraya veriyorlar. Dışarda tabela filan yok.  Üstelik pazarlamasını da Booking.com dan yapıyorlar.. Resimde görüldüğü gibi kapalı. zile basıyorum kimse yok. Oysa geliş saatimi 13:30 olarak e-mail ile bildirmiştim. Sonunda apartman kapıcısı olduğunu tahmin ettiğim bir kişi telefonla aradı da 1 saat beklemeden sonra check -in yapacak hintli görevli geldi. Oğlan Cosef ne yapsın,  bunun gibi 3 apartman arasında mekik dokuduğunu söylüyor. Neyse 3 gece için vergi dahil 156 euro nakit ödüyorum. Oda oldukça küçük, televizyonu yok, iki karışlık bir buzdolabı, klima bereket var. kruvasan ve kapuçino dan oluşan kahvaltı için 3 fiş verdi, karşı köşede Roma Lazio isimli kafede kahvaltı veriliyor. hemen köşe başında Manzoni metro durağı var.. Ulaşım harika..
Odaya yerleşirken bir güzel yağmur döşendi. Valizi içeri attıktan sonra yağmur durmuş, ben de yakın olan Colesseum'a yürüdüm.

 Binalar cam, balkonları çiçekli güzel binalar

 Colsseuma giden yol üzerinde park yeri var.. Yağmur sonrası mis gibi çiçek kokuları geliyor.


 Uzaktan Colesseum.








 Etraftaki binalar çok güzel

 Colesseum oldukça görkemli bir yapı. Ayrıca içine girmeye gerek görmedim. Dıştan bakmak yetti.







 Vittorio Emanuel Anıtı



 Yorgunluk başgösterdi..biraz uzandım

 









Pantheon hakkında biraz internet bilgisini buraya aktarmakta fayda var...
"Roma mimarisindeki kubbeye ilham kaynağı olan Pantheon, bir Pagan tapınağı olarak inşa edildi. Kubbe yapısında ondan ilham alan Ayasofya’nın Fatih Sultan Mehmet zamanında camiye çevrilmesi gibi, Pantheon da 609 yılında kiliseye çevrildi. İkisi de kubbe inşaatlarında kullanılan malzemelerle mimaride çığır açtı.M.Ö. 27 ila M.S.14. yüzyılları arasında Roma’da bir Pagan tapınağı olarak inşa edilen Pantheon, özellikle kubbe mimarisinde Ayasofya’nın atası sayılabilir, farlı olarak betondan inşaa edilmiştir. O da Ayasofya’nın hikayesine benzer şekilde yangınlar ve isyanlarla tahrip olmuş, M.S. 126 yılında İmparator Hadrian tarafından bugünkü şekline yakın olarak yeniden inşa edilmiş.
 
 


Yunanca “tüm” anlamına gelen ‘Pan’ sözcüğü ile “Tanrılar” anlamına gelen ‘Theion’ sözcüğü birleştirilerek “Tüm Tanrıların buluştuğu yer” olduğu vurgulanarak bu yapıya ‘Pantheon’ adı verilmiş. Pantheon’un statik betonarme harikası olan kubbesi yerden 45 metre yüksekliğe ulaşırken, hiçbir sütun desteği olmadan ulaştığı muazzam genişliği çapı da 43.3 metre. Kubbesindeki delikten hava sirkülasyonu sayesinde yağmur yağdığı zaman tek bir damla bile düşmediğine dair bir inanış vardır!



 
 
 
 




Akşam olmakta ..Otele dar sokaklardan geçerek dönüyorum. Dönüş yolunda yine Vittorio Emanuele anıtı ve colesseum'dan geçtim. Yorgunluktan taşa uzandım . Bu arada bu "Vittorio Emanuele 'de kimmiş  diye yine internetten aktaralım : "Vittorio Emanuele II kimdir derseniz,  İtalya Krallığının ilk kralı diyebilirim. Piemonte-Sardunya kralı II.  Vittorio Emanuele, 13 mart 1861 tarihinde italya'nın kralı ilan edilmiştir
 
 
Roma' da birinci günü noktalıyorum...







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bratislava -Krakow

Vienna

Greece