şam -2006

















Atatürk Havalimanı
Suriye'yi görmek, gezmek üzere 2006 haziran ayında grup gezisine katıldım. Akşama doğru Atatürk havalimanından Adana'ya THY ile hareket.. Yaklaşık bir saat çeyrek dakika sonra Adana havaalanında bizi Suriye'ye götürecek otobüsü bekliyoruz. Maraşlı sürücüler rötarlı da olsa sonunda geldiler. Saat 21:00 gibi Adana'dan karayoluyla Suriye'ye gitmek üzere hareket ettik. Gece yolculuğunu, yollara, etrafa bakmayı kaçırmak istemiyorum, önde kendime yer buldum.  Cilvegözü  sınır kapısına vardığımızda gece yarısını geçmiştik. Tabeladaki ok Halep'i işaret ediyor.. İsmini duyduğumuz kadim kent. Gezi planı gece boyu yol giderek sabah Şam'a varmak..

BAB-EL HEVA

Bab-el Heva Suriye hudut kapısının adı.. Rehberimizin Suriye tarafında fotoğraf çekilmemesi uyarısına uyuyoruz. Ne olur ne olmaz.. Suriye gümrük binasında Beşir Esad'ın fotoğrafı büyükçe asılmış. Baba oğul Esad'ların fotoğraflarını ilerde bolca göreceğiz.. Rehber turizm firma sahibi gümrük işlemlerini hallediyor.. Yaklaşık bir saat.. Yöntemler hep aynı.. ufak hediyeler veriliyor. Suriye' li gümrük memurlarının Maraş dondurmasını pek sevdiklerini öğreniyoruz. Gümrük kapısından ayrılıyoruz. Vakit gece yarısı. Sabaha dinlenmiş olalım diye kestiriyoruz..

Güneş ışığı düzlükleri aydınlatıyor. Şam'a yaklaşıyoruz. Yolda küçük köyler, kasabalar nedense bakımsız görünüyor gözümüze. Ön yargılı olmak duygusundan kaçınma refleksiyle daha göreceklerimiz ilerde, asıl memlekete daha var..  iç geçirmeleri...  Sonunda dış mahallelerden geçerek Şam'a,  merkezine varıyoruz. Sabahın çok erken saatleri de sayılmaz 09:00 gibi.. ancak şehir caddelerinde tenhalık var. Birkaç taksici otobüsün yanına geliyor.. Bu arada gelirken tabelalarda ingilizce Damascus yazısı..  rehber bizim Şam dediğimiz şehire Suriye'de Dımeşk dendiğini, Şam isminin bu bölgenin Osmanlı zamanından beri genel adı olduğunu açıklıyor.

 Kahvaltı
Şam gezisine merkezdeki bir otelde kahvaltı yaparak başlayacağız..açık büfe , alışık olduğumuz peynir,reçel zeytin çeşitleri ,kekler küçük sandviç ekmekler, salata.. Suriye'de bizim alışık olduğumuz francala ekmeği biz göremedik..bir tür yufka, lavaş benzeri ekmek kullanılıyor..vakfıkebir ekmeğini burada aramanın anlamı yok..
DIMEŞK




Muhyiddin-i Arabi Camii ve türbesi

Camide yatanlar..
Bizim için gün çoktan başlamıştı. Dımeşkliler caminin serin bir köşesinde uyumakta. İbadet yerlerinde davranışlar bizdekinden biraz farklı..
Halepli bir Türk genci bize rehberlik yaptı, Aksu firmasına ait bir otobüs bizi Suriye'ye getirdiği gibi kent içi ulaşımımızı da sağladı. Üç gün içinde birçok yeri görebilmemizin sırrı burada. Rehbersiz gidilir mi? evet .. mümkün.. hatta keşfetme duygusu daha heyecan verici olabilir.. eğer gezinize zaman ayırabilirseniz.. kahvehanelerde yerli vatandaşlarla oturup sohbet etmek tanımak açısından daha uygun..



Şam'ın kapalı çarşısı.. HAMİDİYE
Şam'da ilk gün kapalı çarşısını geziyoruz. Üstü ortadan yuvarlak kemerle örtülü uzun dikdörtgen bir çarşı. Daha çok komşu ülkelerden İran, İrak, Ürdün gibi ülkelerden gelen kadınlı erkekli gruplar çarşıda alışverişte.. Biz de ne alabiliriz diye bakınıyoruz.. dikkate değer birşey göremedim. Dondurma dükkanının içi kalabalık. Ben de tadına bakıyorum. Güzel.. ama kıyaslamaktan kendimi alamıyorum.. nerede Maraş dondurması....Çarşının sonunda Emeviye camiine çıkılıyor.

Böğürtlen suyu satan satıcılar ..














Emeviye(Umeyye) camii çevresinde her türden satıcıyı görmek mümkün

EMEVİYE Camii avlusu

Emeviye Camii içindenEmeviye Camiine cuma namazı için giriyoruz. En eski büyük camiilerden.. Zamanında dört mezheb mensupları için ayrı ayrı mihraplarının bulunduğu söylenir. Suriye'de cami içleri serin olduğundan ahali erkenden cami içine geliyor. Diğer arap ve afrika ülkelerinden insanlar hemen ayırt ediliyor. Suriyede gezerken çok sık Türk gruplarına rastlıyoruz.
Arap ülkelerin farklılıklarını burada görüyoruz. Namaz başlamadan önce ön safa yakın bir cenazeyi camiin içine getirdiler ..imam farzı kıldırdıktan sonra hemen cami içinde cenaze namazına duruldu. Aşağıdaki resimde oturanların arkasında tabut...

Emeviye camiin içinde Hz. Yahya'nın başının gömülü bulunduğu türbesi bulunmakta. Türkiye 'de türbeler camii avlularında bulunur. Suriye'de girdiğimiz birçok camiin içinde türbe bulunuyordu..

Hz. Yahya türbesi arkada ...Fotoğrafımızı kendimiz çektiğimizden görüntüyü kapatıyor..


Şam'da bir diğer türbeye gidiyoruz..Bilali Habeşi'ye ait..Türbenin girişinde Türkçe ve Arapça,  türbede yatanı belirten bir mermer levha bulunmakta.
Her türbede olduğu gibi burada da kapı da bekleyen verilen bağış paralarını alan kişiler bulunuyor..
Bilal -i Habeşi Türbesi
Seyyide Zeynep Türbesi
         Şam'da İranlılara çokça rastladım. Özellikle şii inancın önemli şahsiyetlerinin türbeleri dolup taşıyor. İranlıların konuşmaları tanıdık geliyor.. Çokça Azeri Türkü ile konuşuyoruz, rahat anlaşılıyor. Türkiye dışında Türkçe konuşan diğer ülke vatandaşlarını görmek güzel... Seyyide Zeynep türbesine gidiyoruz. Yumurta kubbesi altın kaplı olduğu söyleniyor. türbenin dışı,içi cam,seramik, değerli mermerlerle kaplı..çok şatafatlı tabiri uygun düşer.. ziyaretçilerin türbe içinde küçük kerbela taşı üzerine secde ediyorlar, türbenin duvarlarına , girişteki mermer kaplı zeminine ellerini sürüp yüzüne götürme sahneleri bize ilginç geliyor..iranlı grupların öbek öbek türbenin muhtelif avlu köşelerinde yerde oturarak yüksek sesle şiir, mani gibi birşeyler söyleyen rehberlerini ağlayarak dinlemelerini meraklı gözlerle uzun uzun seyrediyorum. Türbe içinde kadın ve erkekler, birbirinden ayrılmış bölümlerde ziyaret yapıyorlar.
Seyyide Zeynep türbesinde İranlı kadınlar..Şam'da Osmanlı eserlerini sıklıkla görmek mümkün ..Süleymaniye camii bunlardan sadece biri.. Tipik bir Osmanlı camii.. İnsan kendini İstanbuldaki benzer bir camide sanıyor.. Bahçesinde ilk Türk hava şehitlerinin kabirleri var. Ayrıca Osmanlı padişahı Sultan Vahidettin ve saraya mensup birçok kişinin kabirleri de burada avluda... Ziyaret yeri olan bu kabirlerin bekçisi ile bir hatıra fotoğrafı çektiriyorum.

Süleymaniye Camii
Süleymaniye camii avlusunda
Halepli rehber genç ve Osmanlı kabirlerinin bulunduğu avlunun bekçisi ..

Süleymaniye camii revaklı bölümü
   Şam arap-islam kentlerinin önemlilerinden .Birçok görülecek tarihi, dini yapıyı barındırıyor. Selahaddin Eyyubi , Bilal-i Habeşi türbeleri, Seyyide Zeynep türbesi , Osmanlı döneminden kalma demiryolu gar binası, Şam'ı tepeden gören Kasiyun dağı.. İnsanları kendi halinde..özel bir yakınlık veya uzaklık hissetmedim. Şam'da nispeten fiyatların uygun olduğu söylenebilir. Benzin ucuz..yemekleri kebab ağırlıklı... doğrusu içimiz kebab oldu.. insan çorba, kazan yemeği aramıyor değil.
Açık hava lokantası(Bab-el Dımeşk)


Sabah kahvaltısından sonra bütün gün boyu görülecek yerleri gezdikten sonra akşama yemek yemek üzere üstü açık bir restauranta gidiyoruz. İsmi Bab- el Dımeşk. Yemekler , soslar güzel.

Suriyeliler akşama doğru piyasaya çıkıyor..akşam üzeri caddeler ve açık hava lokantaları dolmaya başlıyor. buralarda uzun uzun yemek yiyip sohbet ediyorlar. Akşamları yemek yediğimiz yer Bab-el Dımeşk adında üstü açık ortası havuzlu restorant.. ancak oldukça büyük bir alana kurulmuş, yapay havuzlu, fıskiyeli, taş görünümlü dekorları olan şirin bir yer.. söylendiğine göre Şam'ın meşhur bir dinlenme yeri.. doğrusu güzeldi...

Akşam kaldığımız otel seyyide Zeynep türbesine yakın bir otel..konforu gayet iyi..ilk gün sıcağın etkisiyle olacak otele girince ikram edilen soğuk ananas suyu enfesti..


Akşam..Şam'ı tepeden görmek üzere yakındaki Kasiyun tepesine çıkıyoruz.. Aşağıda ovada Şam ışık içinde ..Kasiyun tepesinde ve tepeye çıkan yol kenarlarında araplar ailecek piknik yapıyorlar..ocağını,tenceresini, nargilesini kapan yükseklere, parklara kendilerini atıyor..

Dönüş yolundan sonra bahsedeceğim.. Hama, Humus ve özellikle görülmesi gereken Halep....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Greece

Pragh

Bratislava -Krakow