budapeşte

Sonbahar aylarında nereye gitsem derken  yakınlığı, konaklama maliyetlerinin uygun olması ve son yıllarda  çok  beğeni ile adı anılan Budapeşte'ye gitmek fırsatını yakaladım.. İzinler,  kurban bayramı derken 24 Ekim 2016 Pazartesi günü hareket kesinleşti. En uygun uçak bileti Pegasus'tan....gidiş dönüş 108 avro yaklaşık..sabah 10:00' daki uçuş  için erkenden Sabiha Gökçen Havalimanındayım..Bazen sabah saatlerinde havaalanında çok yoğunluk olabildiğinden pasaporttan geçinceye kadar uçak biniş kapısının kapandığı olabiliyor. Tedbiri elden bırakmıyorum.


20 dakikalık gecikmeyle hareket eden uçağımız nerdeyse son koltuğuna kadar dolu bir vaziyette öğlen yarım gibi Ferenc Liszt  Airport' a indi.. Havalimanı içinde döviz bozdurmanın isabetli olmayacağını blog yazılarından okumuştum.. Değişim oranlarını gösteren panonun resmini daha sonra karşılaştırırım diye cep telefonuna kaydettim..tavsiyelere uyarak  otobüs bileti için sadece 10 avro bozdurdum..  Havaalında 1 avro alış fiatı 242,93 Forint iken  şehir merkezinde adım başı denecek kadar çok olan Change bürolarında 307 Forint ..Bu da 100  avroda  6500 forint daha eksik almak demek olur ki 21 avroya denk gelir.

 
Havalimanı çıkışında  Budapeşte'ye gitmek için otobüs durağında bilet makinesi kuyruğuna giriyorum. Makineler  şehir merkezinde de oldukça yaygın olarak metro, tramway duraklarında mebzul miktarda bulunuyor. Tek kullanımlık bilet 350 forint olarak aldım. Bilet seçenekleri çok fazlasıyla var ama ben fazla kafa yormak istemedim.. Zaten çoğu yere yürüyerek gidilebilecek kadar  kısa mesafeler olunca değmez dedim.

 Alışveriş merkezleri havalanı ile şehir merkezi arasında sıralı.. Kentin içinde devasa AVM görmedim.
 

 
 Konaklayacağım daire Erzsebet caddesi üzerinde.. Oktogon metro durağına 200metre mesafede  ana cadde üzerinde.. üstelik önünden tramway  durağı da var.. şehrin görülecek yerlerinin orta yerinde sayılır.. yürüyerek ister doğuya ister batıya git.. Adam's Flat  51 nolu apartmanda  tek odalı bir daire.. İç avluya bakan penceresi, içinde banyo,  mutfak mevcut..  günlük 33 avro. Anahtar teslimi için bekleyen Judith ana giriş kapı kodunu bir kağıda yazdı verdi.. şifreyi çözmem için  yardım almam gerekti..meğer rakamlardan  oluşan şifre arasında key(anahtar) simgesine basmak gerekiyormuş..


 
Dairenin bulunduğu lokasyon, içindeki mutfak malzemelerinin tam olması, düşük sayılabilecek ücreti ile tavsiye edilir..
 

Daireye yerleşme sonrası kendimi dışarı attım. İstikamet Tuna kıyısı..Zaten gün kısa..akşam olmak üzere..en iyisi gece vakti parlamento binasını ışıklar içinde görmeli diyorum.. yol üstünde şekere bulanmış bir tür ekmek hamurundan yapılmış atıştırmalık satan büfeye rastlıyorum, elimdeki bozukluklarla tadına baktım...eh...sıcak yenen bir atıştırmalık tadına bakmak yeterli..aman aman bir şey değil.

Peşte tarafında,  Tuna kenarında bulunan Parlamento binası büyük, görkemli bir yapı..wikipedia bilgisine göre : The Hungarian Parliament Building also known as the Parliament of Budapest for being located in that city, is the seat of the National Assembly of Hungary, one of Europe's oldest legislative buildings, a notable landmark of Hungary and a popular tourist destination of Budapest. It is currently the largest building in Hungary[2] and still the tallest building in Budapest.[3] Construction from the winning plan was started in 1885 and the building was inaugurated on the 1000th anniversary of the country in 1896, and completed in 1904..


 İkinci günüm..salı..hava da gayet iyi..mevsimine göre soğuk ve yağmurlu olur diye düşündüm ama tersi oldu.. odada yaptığım kahvaltı sonrası güneşli, hafif bulutlu bir Peşte caddelerinde adımlıyorum. Andrassi caddesi üzerinden Hösök Tere dedikleri Kahramanlar Meydanına doğru gideceğim. Cadde kenarlarında geniş kaldırımla araç yolu arasında ücretli bisiklet parkları çok yaygın.. işletmesi kamunun mu özel mi bilmem ama kullanışlı bir uygulama olduğu belli..
 
Terror House ..bir müze ..içeri girmek için sabah saatlerinde sıraya girmiş insanlar..
 
Nehirde ve karada gidebilen amfibik turist gezdiren bus..
 
 
Andrassi Utca denilen cadde ..araç yolunda park eden yok.. yaya yolu görüldüğü üzere ..yan yolda araç bırakılan cepler.
 
Sonbahar mevsiminin güzellikleri başka. sararmış yapraklarıyla ağaçlar başka güzel. Gezinti için bu cadde birebir..
 

 Kahramanlar Meydanı.. etraf turist dolu..
Kahramanlar Meydanını geçince bir parka çıkılıyor.
 

 
 
 




 
  
 
 Gün bitmeden Buda tarafındaki Gellert Tepesine  çıkıp Tuna nehrini ve Peşte tarafını yukardan görmeli..Gelişmiş metro sisteminde  önce 1 numaralı sarı metro hattı ile ana aktarma istasyonu Daek Ferenc'e  geriye batıya doğru geliyorum. Budapeşte elektrikli raylı metro sistemi Londra’dan sonraki en eski metro sistemi. 1896’da tamamlanan Budapeşte metrosunun  1 numaralı hattı 2002’de Dünya Mirası Listesi’ne girmiş. Şehrin Merkezi sayılan Daek Ferenc 'te sarı(1), kırmızı(2) ve mavi(3) hatlar birleşiyor. 3 metro hattının kesiştiği bu istasyonda Tuna'ya kuzeyden güneye paralel uzanan 3 numaralı mavi metro ile  Kalvin Ter istasyonunda inip Tuna nehrini geçen 2. metro hattı olan 4 numaralı yeşil metroya geçerek onunla  nehrin  karşı kıyısına çıkıyorum.4. hat 2014’te hizmete açılmış bir hat ve tabii ki en modern olanı.. Gellert Ter durağı tepeye çıkmak için indiğim durak.

 
 
Aklımda "Zincirli Köprü" diye kalmış ..Metrodan çıktığımda o sandım oysa Liberty Bridge imiş ..Macar dilinde  Szabadsag Hid diye geçiyor  .  Tuna'nın iki yakasında iki meydanı birleştirir.. 
, Gellért tér  , Gellert Spa Hotel ve  Fővám tér (with the Great Market Hall).
 
 









Tepeye adımlayarak çıktım..tabii terletiyor..hava soğuk değil.  Tepede  anıt var ..Peşte ve Tuna manzarası görümlük.

 
 Tepeye çıkan yol..
 



Gellert Hide ...Hediyelik eşya satan tezgahlar , oturma yerleri..
 
 
 

 Gellert Tepe'den yürüyerek indim.. Yolun her ik tarafı ağaçlık.. Buda tarafına geçmişken Gül Baba Türbesini de göreyim diyorum Bulunduğum yere göre kuzey istikametinde ..Navigasyona güvenerek epey uzunca süre yürüdüm ..aslında mesafe bayağı  varmış bu arada yanlış istikametlere de giderek biraz yolu uzatmış oldum sonunda türbenin arka sokağına gelmişim, karanlıkta basmıştı..TİKA'nın  restore etmekte olduğunu gösteren levhanın önünde foto çekme sonrası otele tramway hattını kullanarak döndüm.
 
 
27 Ekim 2016 Perşembe ..Dün Estergom'a gittim.. Estergom ve dönüşü uğradığım Szentendre bölümü için  ayrı fasıl açıyorum.. Budapeşte'de gezeceğim son gün   kahvaltıyı odada hallettikten sonra dışarı çıkıyorum..istikamet görmediğim mekanlar ..Tuna kenarındaki oğlan heykeli, pazar yeri bunlardan bazıları .  mesafe kısa sayılır.. kaldığım daireden yaklaşık 1,5 - 2km  kadar..yürüyerek görmek en güzeli arada alışveriş mekanlarını bir şey almasam da  dolaşarak geçtim..
Memlekete döndükten sonra bu kent hakkında en fazla hatırladığım  ve bahsettiğim mesele bisiklet olayı..düz bir ovada kurulu kent bisiklet kullanmak için çok elverişli.. belediye  bisiklet kiralama olayını yaygınlaştırmış..helal olsun demek kalıyor bize..


 
Turistlerin dizini okşadığı tunçtan oğlan heykeli Tuna kenarında demir çit üzerine yerleştirilmiş ..el değmesinden oğlanın dizleri parıl parıl.. ben orada resim için sıramı beklerken doğulu birkaç kız sanki film çeker gibi döne döne foto çekiyorlardı.. turistler için güzel bir uğrak yeri..aklıma Kadıköy'de çalınan kedi Tombili 'nin küçük heykeli geldi.. Tabii benim oğlan sandığım heykel aslında bir kız çocuğu imiş ..internet bilgisine göre : Adı Kiskiralylany Szoboryani Küçük Prenses… Buda ve Peşte’yi birbirine bağlayan ilk köprü olan Zincirli Köprü’ye yakın tramvay hattı üzerindeki bir durakta, demir tırabzana oturmuş sevimli bir kız çocuğu heykeli. 1989 yılında dikilen heykel kentin  mutlaka görülmesi gerekenlerinden biri . Heykel heykeltıraş Laszlo Marton’un kızını tasvir ediyor.


 Tuna'nın iki yakasını birbirine bağlayan Zincirli köprü.. Macar dilinde Széchenyi lánchíd – Chain Bridge – Aslan heykellerinden ötürü Aslanlı Köprü de deniyor.. 


 


 

 
Tuna kenarında soykırım anıtı ..ayakkabılar ..World War II  son ayları ..  BBC sayfasından aldığım bilgiye göre   .."Yahudilerin Polonya’daki ölüm kamplarına trenlerle gönderilmesi artık yaklaşan Sovyet orduları nedeniyle imkansızdı. Bunun üzerine infaz Budapeşte’de gerçekleştirilmeye başlandı.
Aylar boyunca, binlerce Yahudi, gece yarıları Tuna kıyılarında kurşuna dizildi, cesetleri Tuna nehrine atıldı. Nehrin ağır akan suları aylar boyunca Karadeniz’e doğru masum insanların cesetlerini taşıdı.Şehrin göbeğinde, nehrin kıyısında, yaklaşık 50 metrelik düz bir alanda oluşturulan Yahudi soykırım heykel kompozisyonu 60 ayakkabıdan oluşuyor. Can Togay tarafından düşünülen ve Macar heykeltıraş Gyula Pauer tarafından hayata geçirilen ayakkabılar, şimdi tarihin bir döneminin utanç abidesi olarak yükseliyor Tuna kıyısında."...
 

 

 
 
 

Parlamento binası..İlk gün gece görmüştüm..Gündüz de ayrı güzel..dev bir yapı.



Köprünün  hemen yanında araç park yerinde elektrikli araç şarj ünitesi vardı ..bizde pek yaygınlaşmadı bu uygulama..
 
 
 
 

Margit Hid.. Margaret Bridge or Margit híd (sometimes Margit Bridge) is a three way in Budapest,  connecting Buda and Pest across the Danube. It is the second-northernmost and second-oldest public bridge in Budapest





 Margit adası görülen...Tuna nehrinin ortasında ..bahçeleri ile ünlü deniyor..benim ilgimi çekmedi..
 


Dinlenmek de lazım.. Starbucks  6,5 avro kek ve içecek
 
 


 
 


 Akşam güneşi batmadan Peşte tarafındaki Central Market'e gidiyorum.. Halkın uygun fiyatlarla günlük gıda alışverişini yaptığı kapalı bir pazar yeri.. Dıştan bakınca tren garı gibi gözüküyor.. İçinde sebze, meyve ,  peynir,  et  ürünleri  satan küçük dükkanlar var..


 


 

Central Market çıkışı hava karardı..akşam oldu.. Daireye dönüş yolunda Szimpla Kert'i de görmemek olmaz .. Burası  ruinpubs dedikleri salaş bir demlenme yeri.. dekor ve ışıklarıyla akşamları uğrayıp içki içilen sohbet yeri. Şöyle bir dolaşıp çıktım..




 
 
İstanbula dönüş ..28 Ekim 2016 Cuma..
 
 
 
 
 

 
 
 

 


 
 






 
 
 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bratislava -Krakow

Vienna

Greece